Meme büyüklüğü hayat kalitesini de düşüren önemli sağlık sorunlarına neden olur. Bunlar arasında; ……..boyun, sırt ve omuz ağrısı

  • sütyen askısının omuzda yarattığı çukurluk,
  • meme altında pişik ve kötü koku
  • fizik aktivitenin kısıtlanması ve bu nedenle spor yapamama
  • etraftakilerin sürekli bakıyor hissi nedeniyle rahat hareket edememe ve elbise seçiminde sıkıntı

Meme dokusunun büyüklüğü başta virginal hipertrofiler olmak üzere genetik olarak belirlenmektedir. İlaveten obesite, hamilelik ve emzirme meme büyüklüğünü arttıran etkenlerden bazılarıdır.

Meme küçültme ile büyüklük nedeniyle ortaya çıkan şikayetler giderilerek, güzel görünümlü (en projektil yeri meme başı olan, damla şekilli, orantılı ve simetrik), simetrik memeler amaçlanır. En az iz ve maksimum süt verme kapasitesi ile bu amaç gerçekleştirilmeye çalışılır. Ancak memenin büyüklüğü, dokunun turgoru, deri kalitesi, deri meme dokusu oranı ve ek konjenital patoloji varlığına bağlı olarak kullanılan teknik değişebilir ve ortaya çıkan izler ve süt verme miktarı değişir.

Meme büyüklüğü ve sarkma miktarı meme küçültme tekniğini belirleyen en önemli faktörlerden bazılarıdır. Yeniden çocuk sahibi olup emzirme ihtimali, hastanın yaşı, deri kalitesi diğer belirleyici faktörler arasındadır. Yapılan çalışmalarda bazı tekniklerin süt verme miktarını daha fazla düşürdüğü bazılarının ise tamamen ortadan kaldırdığı saptanmıştır.
Meme ameliyatından sonra kullanılan tekniğe bağlı olarak değişen uzunlukta ve bölgede iz kalmaktadır. Bu izler ilk günler ya da haftalarda pembe renkte iken 3-5 ay sonra solar ve deri rengine döner. Mastopeksi (meme dikleştirme) de dahil edilirse başlıca üç şekilde iz kalır;

  • sirkumareolar (sadece meme başı çevresinde- çok az küçültme gerektiren ya da mastopeksi yapılan vakalarda)
  • sirkumvertikal (meme başı izi aşağıya devam eder. Lolipop skar tekniği de denir. Orta derecede büyük memelerde)
  • ters T, L skar tekniği (büyük memelerde meme dokusu çıkartıldığında deri fazlalığını ortadan kaldırmak için kullanılır)

Bu isimlendirme meme cildi üzerinde oluşacak izleri tarif etmektedir. Aynı zamanda meme başını (nipple-areola) kanlandıracak dokunun dizaynı da önemlidir. Burada önemli olan meme başının kanlanmasının devam ettirilmesidir. İnferior pedikül halen en sık kullanılan dizayndır. Bunun dışında süperior pedikül, süperomedial, süperolateral ve santral pediküller de kullanılmaktadır. Çok büyük memelerde meme başı kanlanması çok riskli olacağı için meme başını greft (kanlanması kesilmiş)  olarak kullanmak daha uygundur (“free nipple” greft tekniği).

Ameliyat öncesi 40 yaş üzeri hastalarda mammografi ile kanser taraması uygundur. 40 yaş altında aile öyküsü olanlara da mammografi ve ultrason yapılmalıdır. Bu tetkiklerle ortaya çıkan şüpheli kitle durumunda  ameliyat protokolü değiştirilerek genel cerrahi uzmanının da dahil olması sağlanmalıdır.

Küçültme sonunda elde edilen meme dokusu her halükarda patolojik değerlendirmeye alınır. Ameliyat süresi ortalama 3 saattir. Bu süre kullanılan tekniğe bağlı olarak atılacak dikiş miktarıyla uzayıp kısalabilir. Hastanede kalış süresi genellikle 1 gündür. Ameliyat sahasında biriken sıvıyı dışarı almak için dren konulabilir. Bu drenler birkaç gün içinde çekilirler. İlk pansuman ertesi gün dikiş hatlarını ve meme başının canlılığını kontrol için yapılır.

Dikişler büyük oranda cilt altı bölgede olup seyrek olarak cilde atılır. Onlar da 7. günde alınırlar. Ameliyat sonrası metal şerit içermeyen, sporcu sütyeni veya bu amaç için üretilmiş sütyenler giydirilir. 1 -2 ay sonrasında normal sütyene geçilebilir. Kontrol muayenesi hastadan hastaya değişir. Ameliyat sonrası 1 haftalık istirahat genelde yeterlidir. Ameliyattan 48-72 saat sonra veya dren çekildikten 1 gün sonra banyoya izin verilir.

Ameliyat sonrası dönemde ağrı diğer ameliyatlarda olduğu kadardır ve ilk birkaç gün kullanılan ağrı kesicilerle kontrol edilir.  Nadiren batma, yanma, sızlama gibi kısa süreli şikayetler bir müddet daha devam eder.  Ameliyat sonrası fiziki aktiviteler ağrının olmadığı ölçüde yapılmalıdır. İlk 2 ay ağır sportif faaliyetlerden kaçınmak uygun olacaktır.

Ameliyat sonrası memeler şiş görünecektir. Yapılan çalışmalarda 3 ay sonunda meme büyüklüğünün ortalama % 17 oranında küçüldüğü bildirilmiştir. Vücudun diğer bölgelerinde olduğu gibi iyileşme ya da memenin son şeklini alması, yumuşaması, formuna ulaşması 6 – 12 sürmektedir.

Memenin ne kadar küçültüleceği hasta ile birlikte karar verilir. Hastanın göğüs kafesinin ebatları, yaşı, meme şekli ve ne ölçüde küçültme istediği değerlendirilir.

Ameliyat sırasında ve sonrasında kanama, hematom (doku içinde kan birikimi) olabilir. Kan düzeylerinin ameliyat öncesinde bakılması ve gerekli durumlarda kan bloke edilmesi önemlidir.

Ameliyat izleri bazı hastalarda hipertrofik skar ya da keloid gibi aşırı iyileşme reaksiyonu ile iyileşebilir. Bu durumu önceden tahmin etmek zordur ve nedeni büyük oranda genetiktir.

Serbest nipple tekniğinde süt verme imkanı teorik olarak ortadan kalkar. Bazı yöntemlerde de % 30 lara kadar azalabilir. Yöntem seçimi bu açıdan önemlidir.

Çok büyük memelerde, sigara kullanan, sistemik  bağ doku ya da kan hastalıklarında meme başı kısmen ya da tamamen nekroza gidebilir. Bu çok düşük bir ihtimal olmakla birlikte ameliyat öncesi bilinmesi gerekli risklerden biridir.

Dikiş hatlarında enfeksiyon, yara hattında ayrılma, yağ nekrozu ameliyat sonrası dönemde karşılaşılabilecek problemlerden diğerleridir. Dikiş hatlarında ciltaltı dikiş reaksiyonu ve buna bağlı sertlikler hissedilebilir.

Zamanla geçebilir veya lokal anestezi ile temizlenebilir.

Bir Yorum Yazın