Yüz iletişimde en ön planda olan ve duyguları birebir karşı tarafa geçiren bölgedir. Yüzde var olan mevcut ifade konuşma olmasa da bir mesaj taşır. Yorgun bir yüz, uykusuz kalmış bir yüz, kızgın bakışlar, solgun bir deri, şaşkın bakışlar bu ifadenin hoş olmayan formlarıdır. Değişim yavaş olduğu için yüzümüzdeki yaşlanmayı ya eşimiz, dostumuzun uyarısıyla ya da eski fotoğraflara bakarken farkederiz.

Yaşla birlikte yüzde belli başlı iki temel sorun orataya çıkar: hacim kaybı ve sarkma. Buna bir de deride meydana gelen incelme, kırışıklık ve güneş hasarı da eklenir. Değişimi ince bir planlamayla kısmen geriye döndürmek mümkündür. Bunu yaparken en önemli silahımız kişinin vücudunda genellikle bol miktarda var olan yağ dokusudur.

Yağ dokusu kolay elde edilebilir ve az maliyetli bir materyal olması bakımından avantajlıdır. Başlıca hacim etkisi ile rejeneratif (yenileyici) ve rejuvenatif (gençleştirici) etkileri ön plandadır. Diğer taraftan derideki pigment değişikliklerini normale döndürür, deri elastikiyetini ve skar kalitesini arttırır.

Uygulanmasından hemen sonra hacim kazandırıcı etkisini görmek mümkündür. Ancak greft olduğu yani yeniden vücut dokuları ile entegre olmaya ihtiyaç duyduğundan zaman içinde bir miktar erir. Geriye % 20 ile 40 oranında yağ kalır yani tutar ve vücudun bir parçası haline gelir. En erken 3 ay sonra yapılacak ikinci bir seansla bu etkiyi arttırmak mümkündür. Yüzdeki kritik bölgelere yapılan hacim takviyesi lift (asma) etkisi gösterecek ve sarkmayı da büyük oranda geri döndürecektir. Aynı zamanda deriyi alttan iterek kırışıkların azalmasına da sebep olacaktır.

Uygulamadan 8 ile 9 ay gibi bir süre sonra ise içinde bol miktarda bulunan kök hücreler çoğalarak ve yağ hücresi ya da fibroblastlara (cilt-ciltaltı dokunun ana hammaddesi kollajeni üreten hücreler) dönüşerek rejeneratif ve rejüvenatif etki ortaya çıkar. Bu durumun yansıması ise ciltte parlama, gençleşme ve lekelenmelerin azalmasıdır.

Enjeksiyon için gereken özellikleri karın alt bölgesi ve uyluk içi taşımakla birlikte başka birçok bölgeden de yağ alınabilir. Alınan yağ büyük partiküllü (makrofat), küçük partiküllü (mikrofat) veya partikülsüz (nanofat) olabilir. Eğer geniş delikli kanül ile alınıyorsa elde edilen yağın ismi makro ya da millifat, 1mm delik çaplı rende kanül ile alınıyorsa mikrofat adını alır. Mikrofat birtakım işlemden geçiriliyor ve sıvı hale getiriliyorsa nanofat greft hazırlıyoruz demektir. Makrofat büyük partiküllü yağ hücreleri içerdiğinden kemik üzeri gibi derin yerlere vermek uygundur. Elmacık kemikleri ya da orta yüze hacim kazandırılmasında oldukça kullanışlıdır. Yine alt çene kontur restorasyonunda ve burun kanatlarının derinine verilmesi ile dramatik değişim sağlanır. Makrofat yağ grefti en çok hacim etkisi yaratan tiptir. Derine verildiği için deriye gençleştirici etkisi sınırlıdır. İçinde yüksek oranda kök hücre barındırır ve derin dokuların rejenerasyonunda faydalıdır. Mikrofat yağ grefti alınma tekniği gereği küçük partiküllüdür ve deri altı dokusu gibi daha yüzeysel seviyeye transfer edilebilir. Hacim etkisi makrofat kadar değildir, ancak küçük partikül avantajıyla deride topaklanma yapmaz. İçinde yine yüksek düzeyde kök hücre barındırır. Bu kök hücreler 8-9 ay sonrasında deride tazelenme ve gençleşme de oluşturur.  Özellikle gözaltı oluğu, kaş kuyruğu, nazolabial bölge ve ağız köşelerindeki kırışıklarda oldukça kullanışlı bir yağ formudur. Yine makrofatle birlikte elmacık kemiklerinin belirginleştirilmesinde orta seviyeye verilebilir. Son yıllarda kullanılmaya başlanan ve sıvı hale getirilmiş, içinde patlamış yağ hücreleri  bulunan nanofat greft kök hücre içermesi nedeniyle sadece gençleştirici ve yenileyici etkisi dolayısıyla kullanılır. Yağ hücresi içermediğinden ve sıvı formda olduğundan gözaltındaki ince deriye bile yapılabilir. Hacim etkisi yoktur.

Düşük oranlarda olmakla birlikte topaklanma, ele gelen yumru ya da nodül, ameliyat şişliğinin azalmasında gecikme, tutmayan yağın enfekte olması söz konusu olabilir.

Sonuçta yağ greftleme yüz gençleştirilmesi ve sarkmasının geriye döndürülmesinde çok kullanışlı bir silahtır. Kendi vücudundan alınması, ucuz maliyeti gibi avantajlar barındırmakla birlikte birden fazla seans gerektirmesi gibi dezavantajları vardır. Son yıllarda yağ transferleri ile ilgili gelecek için ümit vadeden birçok çalışma yapılmaktadır.

Bir Yorum Yazın