Liposuction vücudun bazı bölgelerinde genetik olarak veya beslenme alışkanlıklarından dolayı birikmiş olan yağın alınarak şekillendirilmesi işlemidir. Parantez içinde verilen eşdeğer kullanımlar son zamanlarda yapılan işlemi daha iyi tanımladığı için yaygın kullanılmaya başlamıştır.

Liposuction halk arasında çoğunlukla bilindiği şekliyle bir zayıflama yöntemi değildir. Belirli bir miktar ve bölgeden alınabilir- bu açıdan sınırları vardır ve genel vücut yağ oranını azaltmak için kullanılamaz.
Yöntem olarak basit bir işlem gibi görünmekle birlikte uygun yapılmadığı takdirde sonuçlar estetik açıdan kötü görüntülere yol açabilir. Vücut şekillendirme teriminden de anlaşılacağı üzere fazla olan bölgedeki yağı alınıp çukur olan bölgelere lipoenjeksiyon yapılmaktadır.

Yüz bölgesi, boyun, kollar, meme, karın ve sırt bölgesi, kalçalar, uyluk, diz etrafı ve bacak bölgesi başlıca yağ çekilen bölgelerdir. Bu işlem tek başına veya karın germe, meme küçültme, kol ve uyluk germe gibi işlemlerle birlikte de yapılabilir.

İlk yapıldığı dönemde kalın kanüllerle yapıldığı için komplikasyon oranı çok olmuştur. Günümüzde 2,3,4 mm lik kanüllerle komplikasyon oranları minimuma indirilmiştir. İlk zamanlarda uygulanan kuru tekniğin yerini zamanla ıslak teknik almış ve kanamayı azaltıcı ilave formüller geliştirilmiştir.

Konvansiyonel teknik yanında ultrason yardımlı, laser yardımlı ve “power asisted” liposuction uygulamaları mevcuttur. Her bir yöntemin kendine özgü avantaj ve dezavantajları bulunur. Konvansiyonel teknikte cerrah yoğun efor sarf etmekte ise de geniş alanlarda kullanılabilirliği önemli bir avantajdır. Diğer yöntemler daha az efor harcanmasını gerektirir. Ancak sınırlı bölge ve hacimde liposuction yapılabilir.

Ameliyat öncesi dönemde planlama ayakta yapılır. Var olan asimetriler ve deformasyonlar hasta ile paylaşılır. Yaş, deri kalitesi, yağ birikimin miktarı liposuctionın yalnız mı yoksa ilave bir işlemle mi yapılması gerekliliğini ortaya koyar.

Çekme işlemi çizilen bölgelerin etrafında açılan 2-3 mm genişliğinde, kanüllerin gireceği deliklerden yapılır. Deri altı dokusu elle hissedilerek düz bir satıh elde edilene kadar işleme devam edilir. Bu aşamada nerede duracağına karar vermesi açısından cerrahın tecrübesi önemlidir. Ameliyat bölgenin genişliğine bağlı olarak 2-3 saat sürer.
İşlem bitiminde giriş deliklerine ortalama bir dikiş atılır ve bir hafta sonra alınır. Ameliyat sonrası yaklaşık 1 ay korse kullanılır. İlk gün kanül deliklerinden sızma nedeniyle pansumanda ıslanma olur. Ağrı kesiciler ilk birkaç gün kullanılır. Bazı bölgelerde morarma olabilir ancak 10 gün ortadan kalkar. Şişlik, bölgenin genişliğine bağlı olarak ilk aylarda daha hızlı ve büyük miktarda olmak üzere 5-6 ayda ortadan kalkar. Tam iyileşme vücudun diğer bölgelerindeki yara iyileşmesi gibi ortalama 1 yılda tamamlanır.

Komplikasyon olarak deride dalgalanmalar, 45 yaş üzeri hastalarda deri esnekliğinin azalmasına bağlı sarkma miktarında artış nadir de olsa görülebilir. Yağ embolisi, derin ven trombozu gibi ciddi komplikasyonlar son derece nadir olup ileri yaş, ek hastalıklar, uzun ameliyat süresi risk arttırıcı  faktörlerdir.

Bir Yorum Yazın